Hepimiz birer bilgi çalışanıyız ve dünyamız çok hızlı bir şekilde değişiyor. Değişen dünyamızda bazı fikirler ayakta kalırken, bazıları da zaman için de yitip gidiyor.
Bu yazının konusu ise bu yitip giden fikirler veya teknolojiler. Bunlara kısaca yenilik diyeceğim yazımın geri kalanında. Spesifik olarak, şu da çok popülerdi; o da öldü gitti gibi bir otopsi yapmak sonu bitmeyen bir listeleme olurdu. O yüzden bu topa hiç girmeyeceğim ama geçmişe dönüp bakıyorum da, sadece benim aklıma bir çırpıda gelenlerin bile listesi uzar da gider. Halbuki, birçoğu ile ilgili ilk okuduğum söylemler aklımda. Ne kadar da umut bağlanmıştı.
Ortada yeni bir yenilik varsa, bunu denemeden sonuçlarının gözlemlenmesi çok zor bir durum. Bu konuda dünyanın değişik yerlerinde bir çok kişi gönüllü olarak bu yenilikleri test eder ve sonuçlarını paylaşır. Bence de, mesleğimizin en kuvvetli özelliği de budur; güçlü ve yılmayan bir topluluğuz.
Burada benim hata olarak değerlendiğim şey ise, bir fikre saplanıp kalmak. Sektörel olarak verilen gazlara ve pompalamalara karşı biraz uyanık olmak gerekiyor. Bir yenilik, sadece yeni (eski bir kavramın yeni popüler olduğu durumlar dahi oluyor) diye veya bazı problemlere deva olduğu diye; kısa ve orta vadede bunun geleceği şekillendireceğini düşünmek, hatalar silsilesinin ilk basamağını oluşturabilir. Ben de kendi namıma yeni şeylerle uğraşmaya bayılıyorum; fakat her ne kadar bir tatmin hissi yaratsa da, özellikle profesyonel çalışmalarımızda hassasiyetle ele alınması gereken bir konu. Bu noktada, topyekün bir uygulamaya girişmeden önce, bazı şeyleri zamana yaymak iyi bir fikir olabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder