Kitap okuyan bir insan mıyım derseniz, kendimi iyi bir okuyucu olarak tanımlamamakla beraber; evet derim aslında. Kızıma okuduğum hikaye kitaplarını saymazsak, genellikle işime değer katacak kitapları okumayı da tercih ediyorum. Ama takdir ederseniz ki bizim sektör o kadar hızlı ilerliyor ve o kadar öğrenilecek şey var ki; ortama 350 sayfa deseniz (referans nitelikteki kitapları hiç saymıyorum bile, kafanıza düşse öldürür) bir kitabı baştan sona okumak büyük bir emek istiyor. Hele yabancı bir dildeyse (Türkçe zaten pek bulunmuyor) daha da fazla emek istiyor.
Geçmişte; bu probleme bir çözüm lazım dedim ve şirketimizde açılan bir Hızlı Okuma kursuna kaydoldum (Alge adlı bir firma tarafından verilmişti, herkese de muhakkak tavsiye ederim). Buradan biraz artı topladım ama özellikle yabancı dildeki bir kitabı bu kadar hızlı okuyamıyorum hala. O yüzden eğitimde de bahsedilen Etkin Okuma yoluna daha ağırlık verdim.
Okuduğum kitaplar konusunda zaten seçici olmuşumdur. Eskiden içindekiler kısmına çok dikkat etmezdim. Şimdi özellikle dikkat ediyorum ve hatta okumam gerektiğine ikna olmadığım bölümleri atlıyorum. Bir de reel olarak bakarsanız bence bir kitabın ana fikri ve anlatmak istedikleri bütün kitap hacminin %20'si oluyor. Zaten bir kitabında da bu kadarı ancak aklımızda kalıyormuş. Bu noktada da
laf salatası yerlerde dikkatli bir şekilde atlayarak okuma yoluna gidiyorum.
Bunlar benim bulduğu teknikler değil elbette. Bahsettiğim eğitimde konu teknikleri tecrübe ederek, daha etkin okumanın yollarını arıyorum. Sizin de tavsiyeleriniz olursa mutlaka beklerim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder