3/28/2016

Perfect is the enemy of good

"Mükemmel, iyinin düşmanıdır"
Mükemmel bir tercüme olmadı ama anlatmak istediğim konuya güzel bir girizgah için imkan da diğer taraftan :)

İşini düzgün yapmaya çalışan insanlar olarak, genelde yaptığımız işi en iyi şekilde yapmanın yollarını ararız. Yalnız bu dediğimin altında kolayca fark edilmeyen bir tehlike de yatıyor bir taraftan.  Bir işi gayet güzel bir şekilde tamamlarken; onu daha ve daha da mükemmel hale getirmeye çalışma hırsından bahsediyorum aslında. Yukarıda alıntısını yaptığım söz de bu konuya nazaran söylenmiş bir söz .

Benim de geçmişte çok fazla düştüğüm bir tuzaktı. Bir şeyi mükemmel yapmış olmak kadar; bir şeyi %100 tamamlamış ve artık sürekli değer yaratacak şekilde geride bırakmak da çok önemli. Aksi halde; takıntılı bir şekilde mükemmeliyeti ararken, iyi bir çözümü ertelemek, yaratılacak değeri de ertelemek-azaltmak anlamına gelecektir.

Yazılım mühendisliğinde bu konu ile ilişkilendirdiğim bir konu da "Aşırı Mühendislik" (Over-engineering). Kısmet olursa, başka bir yazında da bu konuda yazarım artık.

3/26/2016

Bilgi Çalışanı Egosu

Mesleğini 11 senedir profesyonel hayatta icra eden bir bilgi çalışanı olarak; bazen aklıma geldikçe efkarlandığım bir konuyu itiraf etmek istedim.

Daha genç bir yazılımcı iken, içten içe ne kadar çok şey bildiğimi düşünüp de kendime güveniyormuşum. Bir egom olduğundan geçmişte çok şüphe etmişimdir ama umarım hiç bir zaman kibirli bir insan durumuna düşmemişimdir.

Mesleki gelişmelerdeki ivmenin artık yetişilemez bir noktaya gelmesi başka bir husus; ama öğrendikçe aslında ne kadar az şey bildiğimi anladım hep. Bunu eminim bir çok insan yazıp çizmiştir ama gerçeklik payı varmış :)

Napalım artık, daha çok çalışacağız. Bundan gayri de bir yol yok :)


3/13/2016

Toplantı Sorunsalı

İş yerinde çok mu toplantı yapıyorsunuz?
Kıytırık bir meseleyi iki kişi bir araya gelip görüşmek yerine, 10 kişilik toplantılar mı organize ediliyor?
Bazen ben bu toplantıda ne arıyorum diye kafanda düşünceler mi oluşuyor?

Eğer yukarıda soruların en az ikisine evet cevabı veriyorsanız, ortak bir yönümüz olduğunu söyleyebilirim.

Geçen bir yazıda okumuştum. Kurumsal Bey ile Semt Çocuğunun tarifi yapılıyordu (Espirili bir dille yazılmış yazıydı, bir göz gezdirmenizi tavsiye ederim https://www.linkedin.com/pulse/semt-%C3%A7ocu%C4%9Fu-ve-kurumsal-bey-berkant-aydin). Eğer siz de benim gibi semt çocuğuysanız, toplantılara çok da meraklı olmadığınız aşikardır; fakat nedense bir o kadar da toplantılara meraklı bir zümre var etrafımızda. Toplantı yapmanın saçma bir şey olduğunu elbette söylemeyeceğim; ama bir yandan da acaba hiç toplantı yapmasak nasıl olurdu diye düşünmeden de edemiyorum :)

Şahsen toplantıların ciddi bir adabı olması gerektiğine inanıyorum (liste uzar gider de bir özet geçeyim sadece aşağıda):

  • Bir moderatör kesinlikle olmalı ve toplantının amacına uygun ilerlemesini sağlamalı. Geyiğe saranlardan bütün herkesi korumalı. (Moderatör bunu söyleyince kesinlikle karşısındaki ona bilenecek ama biri kötü insan olmalı bu durumda :))
  • Eğer sadece bir bilgilendirme toplantısı değilse, kesinlikle birisi karar tutanağı tutmalı ve bu tutanakta alınan kararların takipçisi olunmalı. (Bazen sadece havanda su dövülmüyor mu sizce? Hiç uygulanmayacak kararlar alınmıyor mı, ya da takip edilmesi gereken bir mesele ortada bırakılmıyor mu? Ee o kadar vakti niye harcadık ki o vakit!)
  • Herkes tam toplantı saatinde değil, o saatten birkaç dakika önce yerini almalı (Bu bizim milletimizin kanayan yarası maalesef). 
  • Toplantıya kesinlikle ilgisiz insanlar çağrılmamalı (Ben artık bazı toplantılara gitmiyorum bile, sen neredesin diye soran eden bile olmuyor!!)
  • Toplantıya sadece gerçekten ihtiyacı olanlar bilgisayar getirmeli ve telefonlar mümkünse kapatılmalı (Zaten gelenlere bakıyorumda, birçok kişi toplantıda sadece bilgisayarıyla ilgilenirken, orada ne olup bittiğinden haberi bile olmuyor).
Uzun lafın kısası, yanlış uygulamalarla birlikte bu toplantı sorunsalı büyük verimlilik kaybı yaşatıyor. Sadece toplantı süresi değil, öncesinde ve sonrasında kaybedilen vakte yazık oluyor.